Cellatlar, tarih boyunca adaletin sağlanmasında ve cezaların infazında görev almış kişiler olarak dikkat çekmiştir. Hem geçmişte hem de günümüzde cellatların rolleri, toplumların ceza ve infaz sistemleri ile derin bir ilişki içerisindedir. Bu makalede, cellatların tarihi arka planı, görevleri, mezar taşları ve günümüzdeki durumları incelenecek ve cellatların dilleri neden kesilir, cellatlar cennete gider mi gibi soruları cevaplamaya çalışacağız.
Cellatların Tarihi
Cellat kelimesi, Arapça kökenli olup “infaz eden” anlamına gelir. Orta Çağ’dan itibaren, cellatların rolü özellikle monarşi ve feodal sistemlerin hâkim olduğu toplumlarda belirginleşmiştir. Cellatlar, krallıklar veya hükümetler tarafından mahkûmların cezasını infaz etmekle görevli olarak atanmışlardır.
Eski dönemlerde, cellatlık genellikle aşağı bir meslek olarak görülmüştür. Toplumda düşük bir sosyal statüye sahip olan cellatlar, infaz işlemi sırasında halkın gözünde korku ve nefretle anılmaktadır. Hatta bazı kültürlerde cellatlar, toplumdan dışlanmış ve hatta lanetlenmiş bireyler olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, bazı dönemlerde cellatlar, adaletin sağlanmasına katkı sağladıklarına inanan bireyler olarak da kabul edilmiştir.
Cellatların Görevleri
Cellatların temel görevi, mahkûmların cezalarını infaz etmektir. Bu görev, genellikle idam, işkence veya diğer ağır cezaları içerir. Cellatlar, infaz işlemlerini hukuki çerçevede gerçekleştirmekle yükümlüdürler.
Bir cellat, çoğu zaman infazın yapılacağı ortamı hazırlamak, gerekli araçları temin etmek ve infaz sırasında uygun koşulları sağlamakla da yükümlüdür. İnfaz işlemi, genellikle mahkeme kararının ardından gerçekleştirildiği için, cellatların hukuki süreçler hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu noktada, cellatların toplumda bir çeşit otorite figürü olarak algılanması, infazın toplumda nasıl karşılandığıyla yakından ilişkilidir.
Cellatların Toplumsal Algısı
Tarih boyunca cellatlar, toplumda çeşitli şekillerde algılanmışlardır. Bazı toplumlarda, adaletin sembolü olarak görülürken, diğerlerinde korkulan bir figür haline gelmişlerdir. Cellatların sosyal statüsü, görev yaptıkları döneme ve topluma göre değişiklik göstermiştir.
Örneğin, Orta Çağ Avrupa’sında cellatlar, krallığın gücünü temsil eden bir otorite figürü olarak kabul edilirken, aynı zamanda halk arasında büyük bir korku unsuru olarak algılanmıştır. Bu dönemlerde, cellatlar infaz sırasında kullandıkları aletlerle de dikkat çekmiş ve zamanla bu aletler korku simgeleri haline gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise cellatlar, toplumun adalet anlayışını yansıtan birer figür olarak ön plana çıkmıştır. Osmanlı cellatları, genellikle halka karşı sert bir tutum sergileyerek, infaz sırasında yaptıkları işin gerekliliğini savunmuşlardır. Bu durum, bazı dönemlerde toplumsal adaletin sağlanmasına yönelik bir sorumluluk olarak algılanmıştır.
Cellatların Dilleri Neden Kesilirdi?
Osmanlı’da 15. yüzyılda kullanılmaya başlanan cellatlar, 16. yüzyılda Bostancı Ocağına bağlı bir ocak kurdular. Genellikle Hırvat dönmeleri veya çingenelerden seçilen cellâtlar, padişahın özel koruması da olurlardı. Cellatların sağır ve dilsiz olması gerekirdi zira mahkûmun son çığlıklarını duyup etkilenmemeleri ya da kurbanın yalvarmasıyla merhamete gelmemeleri bekleniyordu. Cellatların lideri olan Cellatbaşı, bostancıların lideri, Bostancıbaşına bağlıydı. Sıradan mahkûmların cezalarını diğer cellatlar gerçekleştirirken devlet adamlarının ve mühim şahsiyetlerin infazını Cellatbaşı gerçekleştirirdi. Vezir, kazasker gibi üst düzey devlet adamlarının idamlarında Bostancıbaşı da bulunur, idam fermanını okuyarak, mahkûmu teselli eden sözler söylerdi. Sonra da Cellatbaşı infazı ifa ederdi. Saraydan çıkan infaz emri; eğer idam sarayda olacaksa Bostancıbaşı’na, saray veya İstanbul dışında olacaksa Kapıcıbaşı’na verilirdi.
Cellatlar Cennete Gider Mi?
Cellatların cennete gidip gitmeyeceği, inanç ve dini yorumlara göre değişiklik gösterir. İslam, Hristiyanlık ve diğer dinlerde ahiret hayatı, kişinin niyetleri, eylemleri ve yaşamı boyunca yaptığı tercihlerle şekillenir. Bazı görüşler, cellatların görevlerinin adaletin sağlanmasına yönelik olduğunu savunarak, bu kişilerin cennete gitme olasılığını olumlu yönde değerlendirir. Diğer yandan, öldürme eylemi ve buna bağlı olarak işlenen günahlar nedeniyle olumsuz yorumlar da yapılabilir. Sonuç olarak, cellatların ahiretteki yeri, bireylerin inanç sistemlerine ve dini bakış açılarına bağlı olarak farklılık gösterir.
Cellat Mezar Taşları Neden Yazısız Olur?
Cellat mezarlarını da anlarsınız çünkü yazısız, düz, dikdörtgen taşlardır.
Cellat mezar taşlarının üzerinde, isim, doğum tarihi, ölüm tarihi gibi hiçbir yazı ve işaret yoktur. Bu taşlar 2 metre yüksekliğinde 40-50 cm. genişliğinde dikdörtgen şeklindedir. Bu nedenle, Osmanlı cellatlar için İstanbul’un en ücra yerinde mezarlık yapmış ve cellatlar halktan ayrı olarak buraya gömülmüştür. Osmanlı’da cellatlar normal mezarlıklara alınmıyordu. Gece , gizlice gömülüyorlardı. Mezar taşlarında isim, tarih yoktu. Dikdörtgen, düz taştan ibaret mezar taşlarında hiçbir işaret bulunmamasının sebebi, öldürülen kişinin geride kalan yakınlarının, bunları mezar taşlarından bulup mezarlarını tahrip etmemesi düşüncesiydi.
Günümüzde Cellatlar
Modern dünyada cellatlık mesleği, birçok ülkede yerini ceza infaz sistemine bırakmıştır. İdam cezasının kaldırılmasıyla birlikte, cellatların rolü de büyük ölçüde azalmıştır. Ancak, bazı ülkelerde hâlâ idam cezası uygulanmakta ve bu durumda cellatların varlığı gündeme gelmektedir. Cellatların toplumsal algısı, günümüzde de tartışma konusu olmuştur; zira birçoğu, infaz görevini yerine getiren kişilerin etik açıdan nasıl değerlendirileceği üzerine fikir ayrılıkları yaşamaktadır.
Bunun yanı sıra, günümüzde bazı ülkelerde infazlar kamuoyuna kapalı bir şekilde gerçekleştirilirken, bazı yerlerde infazların halka açık olarak yapılması, cellatların toplum üzerindeki etkilerini artırmıştır. Bu durum, infazların toplumsal algısını şekillendirmekte ve cellatların etik değerleri konusunda tartışmalara yol açmaktadır.
Cellatlar, tarih boyunca ceza ve infaz sistemlerinin önemli bir parçası olmuşlardır. Toplumların adalet anlayışını yansıtan bu figürler, aynı zamanda toplumsal korku ve nefretin de simgesi haline gelmiştir. Günümüzde, cellatların rolü ve toplum üzerindeki etkileri üzerine yapılan tartışmalar, insan hakları ve etik konuları açısından büyük önem taşımaktadır.
Tarihin derinliklerinden günümüze uzanan bu konunun, adalet ve ceza anlayışımız üzerindeki etkisi, her zaman merak konusu olmuştur. Cellatlık, sadece bir meslek değil, aynı zamanda tarih boyunca adalet, ceza ve insan hakları konularında derin tartışmalara yol açan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu makalemizde, cellatların tarihi, cellatların görevleri, mezar taşları gibi konular altında cellatların dilleri neden kesilir, cellatlar cennete gider mi gibi merak ettiğiniz sorulara cevap aramaya çalıştık. Umarım yazımızı beğenmişsinizdir.
“Cellatların Tarihi ve Merak Ettikleriniz ” adlı bu makalemizi beğendiyseniz ve daha fazla makale okumak isterseniz lütfen Turk Blogs ana sayfasını ziyaret edin.